Söylenecek çok söz var, ama dinleyecek kimse yok. Her gün binlercesi gerçekleşen kadın cinayetlerinden sadece BİRİ gündemde!
Çok mu üzüldük? Hayır, çünkü bizim başımıza gelmedi!
Empati mi kurduk? Hayır, sempati kurduk çünkü bizim başımıza gelmedi!
O gün sen mi ağladın ölmek istemiyorum diye, yoksa çocuğun mu yalvardı ölme diye? Hayır, onlar sadece kurbanlardan biriydi…
Senin başına gelmedi… Rahat uyu!
Bunu yapan insan, sen insan, öldürülen insan, annesi ölmesin diye ağlayan da insan… Yarın ne mi olacak? Başka bir kadın cinayeti, sosyal medyada yayınlanan başka bir hikaye, biten başka hayatlar, devam eden bir sürü kadın cinayeti haberleri… Bir diğer gün aynı cinayet tekrarlanacak… Bana bir şey olmaz, kızıma, karıma, kardeşime bir şey olmaz mı diyorsun? Peki, böyle demeye devam et. Belki de kendi önlemini alıyorsun. Etrafındaki kadınlara “O saatte oraya gitme”, “Bunu giyme”, “Bu saatte dışarı çıkılmaz.” diyorsundur. Ama bil ki tek yaptığın “onlara” yardım etmek…
Tehdit dışarıda değil, içeride!
Kadın cinayeti sayısı her geçen gün artıyor ama sen, ben, o, biz duruyoruz! Kadını her bastırarak korumaya çalıştığımızda “insan” kılıfında saklanan şeytanlara yardım ediyoruz! O zaman onlardan farkımız ne oluyor ki? Her susan, her bastıran onlara yardım ediyor. Emine Bulut ya da Özgecan sadece bildiğimiz isimler… Diğerlerini biliyor musunuz? Kaç tanesini peki? Savaşlarda toplu cenazeler düzenlenir, bazılarının ismi bile duyulmaz, bilinmez. Yaşadığımız olayın savaştan farkı olmadığını anlamamız gerekiyor. Yaşanan kadın cinayetlerinin bir savaşın parçası olduğunu inkar etmek “onlara” yardım etmekten başka bir şey değil… Bu savaşın adı İnsanlık Savaşı…
Kendine “insan” demeye cüret eden, insan yasalarıyla korunan ahlaktan yoksun şeytanlara artık dur demeli! Kadın hayattır! Çoçuk hayattır! Onlar yoksa biz de yokuz, gelecek de yok! Bugün sen değilsin ama yarın sıra belki sana, belki annede, belki ablana, belki kardeşine, belki kızına, belki arkadaşına gelecek…
Kadın hayattır. Bir çiçektir. Onu kötülükten korumak için fanusa kaparsan ölür, tıpkı “onların” istediği gibi. Onu ezmeye çalışan ayaklara dur de ama onu özgür bırak. Şeytana istediğini verme! Ona saklama artık! Yanında dur, karşısında değil, önünde de değil! Hata görünce ses çıkar! Şeytana karşı sesini yükselt. Kadını arkana almaktansa, yanında dur, elini tut ve şeytana beraber göğüs ger!
“Ahlak ve namus” denince sadece kadından konuşmaya başlayan herkes ahlaksız ve namuzsuzdur, demiş Frida Kahlo! Yıl 2019, hala kadınları savunuyoruz. Kadın cinayeti İNSAN cinayetidir!
Kadın da, erkek de insan… Kadın ve erkeği denk olarak düşünmemek mümkün mü?!
Yarın yine bir kadın, bir çocuk, bir fidan ölecek… Gelecek ölecek. Kadın cinayetleri karşısında dik dur ve savaş. Kadınsan da erkeksen de omuz omuza dur. Şeytanın önünde tek şansımız bu. Kadın ve erkeği ayıran, bizim denk olmadığımızı söyleyen her düşünce ve davranışla savaş! Ahlakınla, medeniyetinle savaş!
Biz BİRİZ! Kadın ölürse, çocuk ölürse, biz de ölürüz, gelecek de ölür! Geleceğini korumak için bir ol!
Beraber dur, güçlü dur ki bir fidan daha ölmesin bu güzel bahçede…